Performans Sanatında Beden Algısı- Kadın Bedenine Yönelik Kalıplar : Marina Abramovic

 



              Marina Abramovic, Sırp asıllı bir sanatçıdır. Performansın büyükannesi sayılan sanatçı 1946 yılında Belgrad şehrinde doğmuştur. Altı yaşına kadar büyükannesinin yanında yaşayan Abramovic, büyükannesinin dindar biri olması ile birlikte sık sık kiliyse giderek ritüeller gerçekleştirmiştir. Bu bağlamda sanatçının küçüklüğünden beri dini ritüellerle iç içe yaşamasından dolayı ilerdeki performans sanatında da dini simgeler ve ritüellere sıkça yer vermiştir. (Sümer,52). 

Abramovic, sanat hayatında birçok performans sanatına imza atmıştır. Performans sanatına bakış açısı ile bedenini/ vücudunu kullanması ile vücut sanatı/yaklaşımı bağlamında da çalışmaları vardır. Performans sanatları resim anlayışı güdülen tuvallere göre, izleyici ve sanatçının aynı anda ve aynı mekânda olduğu anlayış biçimidir. Tuval resimleri gibi sanatçı ve izleyicisi arasında düşünce ve fiziksel açıdan bir uzaklık yoktur. İzleyici ve sanatçılar an’ da birbirleri ile etkileşime geçerler (Yılmaz, s. 354).

 

Sanatçı, teknik olarak performans sanatlarında bedeninin acı eşiğini algılatmak amacıyla kendi kendine şiddet uygulayarak veya çevreden kendisine şiddet uygulamalarına izin vererek bakış açısını yansıtmıştır (Sümer, 52).

 

Performans sanatında bedenin temelinde yatan sınırlıkları keşfetmek üzere tutkularını arındığı yolda gerçekleştirdiği çeşitli performans sanatları ile ‘beden- kadın bedeni- performans sanatında: sanatçı bedeni’ konularında insanın varlığını sorgulatan anlayışlara zemin hazırlayarak hem performans sanatında hem de kendinden sonraki oluşan akımlarda etkisini sürdürmüştür (Sümer, s. 5).

Bulunduğumuz coğrafyada beden algısı özellikle de kadın bedenlerine yönelik kalıplamalar gün geçtikçe farkı boyutlarda karşımıza çıkmaktadır. Beden algısına yönelik olan görsel imgeleri reklamlarda, afişlerde veya dergilerde sıklıkla rastlarız. Genel olarak bu imgeler yaşanılan coğrafyada kadın olmanın zorluğunu, kadınlara yönelik kalıplamaları ve sınırlılıkları, toplum içinde nasıl davranmaları gerektiğini anlatan örneklerdir. Kadın bedenini bir nesne olarak yansıtan örneklerde daha çok estetik, güzellik, cazibe veya dişilik konularında ürünler sunuluyor. Bu durum bir eleştiri mi? yoksa olan durumu destekleme çabası mı? Hala netleşen bir durum değil… Ortada olan bu çelişkili çabayı görsel kültürün yansıttığı örneklerde; filmlerde, videolarda veya reklamlarda hatta sanattaki beden tiplemelerinde görünür kılmak,  algılarda kadın bedenine yönelik sınırlılıklara yol açmaktadır. Bedeni görsel olarak bu kadar gözler önüne sermek belki de kadın bedenin tabu haline gelmesine aracı olmaktadır.

 

Freedman’ göre görsel kültüre bakmamızı sağlayan şey de tam olarak bu durumdur. İki taraflı bir çaba gerektiren, güzel, çekici ve merak uyandırıcı olmasıdır. Estetik doğruluk duyguların bireyi anlatılan imgeye teşvik edebilmesidir. Bireyin algılarının karmaşıklığının arasından, verilen mesajın altında yatanı anlamamızı sağlamasıdır. Gerçekçi olmayan beden algısını sorgulamadan kabul etmeye ve ikna etmeye çalışabilir (Freedman, 2003). Bu noktada Marina Abramovic’in hem beden üzerine hem de kadın bedeni üzerine olan performans sanatları en bilenen örneklerdendir.




Marina Abramovic, Rhythm 0,1974


Sanatçı bu performansında galeri içerisinde ayakta durarak sergilemiştir. Abramovic, toplam 72 farklı objeyi bir masa üzerinde izleyicilerine sunmuştur. Masanın üzerinde, insan bedenine zarar veren veya vermeyen birçok çeşit obje bulunmaktadır. Bunlar; zincir, tabanca, makas, gül, şarap, üzüm ve parfüm gibi nesnelerdir. Sanatçının izleyicilere verdiği yönergede 6 saat boyunca burada olacağını ve masanın üzerinde bulanan objelerden istediklerini seçip kendisine diledikleri davranışı sergilemelerini söylemiştir. Sonuçta olan her şeyden kendisinin sorumlu olduğunu eklemiştir (Sümer, s. 60).


Performansın ilk üç sanatında izleyiciler hareketsiz bir şekilde duran sanatçıya güller verip kendisini sarıp öpmüşlerdir. Performansın devamında ise insanlar vahşiliklerini gösterirler ve masanın üzerinden makas alıp sanatçının kıyafetini keserler. Gülün dikeni ile sanatçının bedenini kanatırlar. Böylelikle performans sanatında şiddet ve cinsellik davranışları görülmeye başlanır. Performansın sonunda ise izleyen herkesi şaşırtacak bir olay yaşanır. İzleyiciler arasından bir kişi masanın üzerindeki silahı alıp sanatçının eline vererek kendine doğru çevirir. İzleyiciler tarafından hoş karşılanmayan bu hareketin sonucunda silahı sanatçının eline veren kişi derhal salondan uzaklaştırılır ve altı saatlik sürecin ardından performans sanatı sona erer. Abramovic izleyenlerin şiddet ve vahşice tavırlarına hiçbir şekilde tepki göstermeden altı saat boyunca hareketsiz bir şekilde durmuştur. Performansın sonunda ise ayaklanmaya başladığında salondaki bütün izleyiciler aniden koşmaya ve salondan çıkmaya çalışırlar. Altı saat boyunca hiç acımadan veya görmezden geldikleri davranışları yok sayarak sanatçıdan korkmaya başlarlar. Buradan hareketle seyirciler az önce gösterdikleri bütün vahşice davranışlardan sanatçının ayaklanıp hareket etmesiyle korkarak yaptıkları vahşi davranışlarından korkmuş ve kendi yaptıkları hatalar ile yüzleşemeden kaçmaya çalışmışlardır. Sanatçı insanların içlerinde yaşadıkları şiddet ve vahşi duygularını açığa çıkararak performans sanatı bağlamında Aristoteles’ten etkilenerek sanatına yansıttığı ‘‘katharsis’’ tutkularından arınma anlayışı ile seyircilerin duygularını arındırmıştır. Aynı zamanda hareket etmeyen bir bedene veya insana karşı başka bir insanın ne kadar ileri gidebileceğinin sınırlarını görmüştür Rhythm 0 performans sanatı, izleyicilerin yaptıklarına hiçbir tepki vermeden izleyicilerin beden ve zihin kavramlarını tutkuları ile sorgulamalarını amaçlamıştır (Sümer, s. 62).

 

 

Kaynakça

 

Sümer, N.H.  (2020). Maurice Merleau-Ponty Fenomenolojisinde ve Performans Sanatlarında ‘Beden’: Marina Abramovic, Yüksek Lisans Tezi, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe Anabilim Dalı.

 

Yılmaz, M. (2013). Modernden Postmoderne Sanat. İkinci Baskı. Ankara. Ütopya Yayıncılık

 

Freedman, K. (2003). Teaching visual culture: Curriculum, aesthetics and the social life of art. New York, NY: Teacher College Press.

  

Yorumlar